Rujlu Kız
Nedir? Ne İşe Yarar? Nasıl Kullanılır? Fiyatı, Kullanıcı Yorumları

Tüp bebekte en çok sorulan sorular ve cevapları

0

Bu yazıda bugüne kadar tüp bebek tedavisi hakkında bize en çok sorulmuş soruları derleyerek sizler için cevapladık. Siz de tüp bebek tedavisi hakkında farklı bir sorunuz varsa, sayfanın altına yorum olarak sorularınızı yazabilirsiniz. En kısa zamanda cevabınızı sayfaya eklemiş olacağız.

1. Tüp bebek tedavisinde cinsel ilişkiye girilebilir mi?

Tüp bebek tedavisi esnasında belirli dönemlerde cinsel ilişkide bulunulmasında bir sakınca yoktur. Ancak yumurta keseleri belli bir boyuta ulaştıktan sonra cinsel birliktelikte bulunulması tavsiye edilmemektedir. Bunun nedeni yumurtalık boyutunun artmasına bağlı olarak hastanın kasık ağrısı hissetmesi, yumurta keselerinin erken çatlaması ya da yumurtalıkların kendi etrafında dönmesi gibi bir risk oluşmasına neden olabilir. Ayrıca yumurta toplama günü eşten sperm örneği alınmaktadır. Bu nedenle işlemden en az 2 en çok 6-7 gün öncesinde baba adayının cinsel perhize girmesi gerekmektedir. Bu süre erkeğin semen analizi değerlerine göre tedaviyi takip eden doktorun tavsiyesine göre planlanmaktadır. Eğer embriyo transferi yapılmayacak ise yumurta toplama işlemi sonrasında en az 2 gün cinsel birliktelik önerilmemektedir. Eğer embriyo transferi işlemi planlanıyor ise de transferden en az 2 gün sonrasında yeniden cinsel ilişkide bulunulabilir.

2. Tüp bebek tedavilerinde dış gebelik olur mu?

Tüp bebek tedavisinde embriyo transfer edildikten sonrasında hekiminizin tavsiye ettiği günde kanda gebelik testi yapılır ve hamileliğin gerçekleşip gerçekleşmediği anlaşılır. Gün aşırı gebelik testi değerinde yaklaşık 2 kat kadar bir artış olması sağlıklı bir gebelik oluştuğunun göstergesidir. Gebelik testi değeriniz belli bir seviyeye ulaştığında ultrasonografik olarak gebelik kesesinin yerleşim yerinin kontrol edilmesi gerekir. Ancak yapılan ultrasonografide rahim içinde gebelik kesesinin izlenmemesi halinde, kanda gebelik testiniz tekrarlanmalıdır. Döllenmiş yumurtanın rahim içinden ayrı bir yerde yerleşmesine dış gebelik denilmektedir.

Tüm gebeliklerin yaklaşık olarak % 1-2 ′sinde dış gebelik ile karşılaşılmaktadır. Tüp bebek tedavilerinde de dış gebelik riski bulunmaktadır ve tüp bebek tedavilerindeki genel gebelik oranlarına bakıldığında bu risk %1’in altındadır. Ancak bu durum, tüp bebek tedavileri ile direk ilgili değildir. Çocuk sahibi olunmasına engel olan diğer sebepler yüzündendir.

3. Tüp bebek tedavilerinde genetik tarama kimlere önerilir?

Tüp bebek tedavilerinde embriyolara uygulanan genetik tarama yöntemleri ile hem sayısal kromozom bozuklukları hem de kromozomlardaki belirli bazı yapısal değişiklikler incelenebilmektedir. Deneyimli bir embriyoloji ekibi tarafından gerçekleştirilen biyopsi uygulamaları sonrasında, embriyonun zarar görme riski genellikle %1’in altındadır.

Doğacak bebekte olabilecek kromozomal bozukluklar tespit edilerek; genetik açıdan bozuk olan embriyolar seçilir ve böylece gebelik şansı arttırılırarak başarısız tüp bebek denemelerinin önüne geçilmeye çalışılır. Genetik tarama ile desteklenen tüp bebek tedavileri; tekrarlayan gebelik kayıpları, anomali veya metabolik hastalıklı bebek öyküsü, tekrarlayan başarısız tüp bebek denemesi, ileri kadın yaşı, kadın veya erkekte kromozomal bir bozukluk, açıklanamayan kısırlık, kötü sperm kalitesi ve sperm DNA hasarı olan durumlarda önerilmektedir.

4. Tüp bebek tedavisini kaç kez deneyebilirim?

Çocuk isteyen çiftlerde günümüz tıp teknolojisi koşullarında en başarılı sonuçlar verebilen üremeye yardımcı tedavi yöntemi tüp bebek tedavisidir. Çiftler ön muayenelerden geçirilip değerlendirildikten sonra kendilerine uygun tedavi protokolü belirlenerek işlemlere başlanılır. Yeni geliştirilen uygulamalar sayesinde gebelik oranları giderek artmakla birlikte maalesef % 100 değildir.

Yardımcı üreme tedavilerinde bir sayı sınırlaması bulunmamaktadır. Tedavi neticesinde başarısız bir sonuç elde edilebilir fakat bu noktada pes edilmemelidir. İlk denemesinde başarısız sonuç elde edilen pekçok hasta, takip eden süreçlerde gebelik elde edebilmektedir. Çiftlerin sağlık durumunda bir sıkıntı olmadığı sürece tedavi periyotları arasında dinlenme süreleri bırakılarak tüp bebek tedavisinin tekrarlanmasında bir sıkıntı bulunmamaktadır.

5. Tüp bebek tedavisinde kaçıncı gün embriyo transferi yapılır?

Tüp bebek tedavisinde embriyo kalitesi

Tüp bebek tedavilerinde labaratuvarda oluşturulan embriyoların anne rahmi dışında hayatta kalabilmeleri için embriyonun gelişimine destek olacak solüsyonların içinde bulunması, uygun ısı, nem ve asit-baz (pH) dengesinin sağlanması gerekmektedir. Tüp bebek tedavisindeki en önemli basamak bu nedenle embriyo gelişiminin sağlanmasıdır. Döllenme sağlandıktan sonra embriyo gelişimi takip edilerek uygun olan günde transfer işlemi gerçekleştirilir.

Ancak embriyonun kaçıncı günde transfer edileceği ile ilgili kesin bir kural yoktur. Tüp bebek merkezinde hastaya uygulanan tedavi protokolüne, kadından elde edilen yumurta sayısına ve kalitesine, gelişmekte olan embriyonun sayısına ve kalitesine göre embriyonun transfer edilme günü değişim göstermektedir. Ancak genel olarak blastokist gelişiminin gerçekleştiği 4., 5. ve 6. günler embriyo transferi uygulamasında daha yüksek gebelik oranları getirmesi nedeniyle tercih edilmektedir.

6. Sperm vermekte zorlanan hastalara ne önerilir?

Kadının yumurta toplama işlem gününde erkekten de ICSI işleminde kullanılmak üzere sperm örneği alınması gerekmektedir. Bu örnek kliniklerde kişinin kendisini rahat hissetmesinin sağlandığı özel odalarda, mastürbasyon vasıtası ile alınmaktadır. Ancak yine de bazı durumlarda eşler strese bağlı bu örneği vermekte zorlanabilirler. Bu tip durumlarda örnek verme işlemine bir süre ara verilerek erkeğin stresi azaltılır. Bazı durumlarda ise numune verme odasında eşin bu sürece eşlik etmesine izin verilir.

Erkekte ereksiyon problemi varsa ereksiyona yardımcı olabilecek bazı ilaçlar da hastaya verilebilir. Mastürbasyonla sperm elde edilememesi halinde, geriye boşalma veya menide hiç sperm olmaması durumunda ise erkeklerden bazı cerrahi işlemler ile sperm elde edilebilmesi mümkündür(mikro TESE, TESA, MESA, PESA). Daha detaylı bilgi için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.

7. Tüp bebek tedavilerinde erkek yaşı önemli midir? Sperm sayısı yaşa göre değişir mi?

Erkeklerde sperm üretimi her yaşta devam etmektedir. Ancak erkeğin yaşının ilerlemesiyle birlikte, sperm kalitesinde bir düşüş söz konusudur. 55 yaş ve üzeri erkeklerde ise sperm hareketliliği %54 oranında azalır. Burada etken ise yaş ilerledikçe spermin DNA’sında bazı bozulmaların olmasıdır. Bu değişimlere bağlı olarak da spermin yumurtayı dölleme kabiliyeti azalmakta ve embriyoların kalitesinde ve genetiğinde bazı bozulmalar oluşmaktadır. Erkek yaşı ne kadar genç olur ise bir kadının gebe kalabilme ihtimali o kadar artmaktadır. Ancak genel olarak hem doğal yollardan hem de yardımcı üreme tedavilerinde kadın yaşı, erkek yaşına kıyasla daha büyük bir öneme sahiptir.

8. Hiç spermi olmayan erkeklere tüp bebek tedavisi yapılabilir mi?

Erkeklerde menide hiç sperm görülmemesi durumuna azospermi denilmektedir. Azospermi, infertilite problemi olan erkeklerin ortalama %15’inde, tüm erkeklerin ise %1’ inde görülür. Spermin taşındığı kanallarının tıkalı olması halinde görülen azospermide, sperm üretimi olmasına rağmen menide sperm olmaz. Doğuştan olabildiği gibi sonradan (cerrahi, travma) da bu tıkanıklık oluşabilir. Bu duruma obstrüktif azospermi denilmektedir ve tüm hastaların %40’ ında saptanmaktadır.

Kanallar açık olmasına rağmen azospermi varsa, bu testis yetmezliğidir (hormonal bozukluk, yapısal bir bozukluk). Bu duruma nonobstrüktif azospermi denilmektedir. Bu gruptaki azospermi vakalarına sıklıkla kromozom kusurları eşlik edebileceği için erkeğe genetik inceleme önerilmelidir. Öncelikle azosperminin nedeni araştırılmalı ve tedavi çıkacak nedenlere göre planlanmalıdır. Azospermi tanısı konulan kişilere öncelikle detaylı bir öykü alındıktan sonra fiziki muayene yapılmalı, sonrasında skrotal doppler ultrasonografi ve laboratuvar tetkikleri değerlendirilmelidir. Azospermiye neden olan sağlık sorununun giderilmesi, GnRH, FSH ve testosteron hormonlarıyla tedavi yapılması halinde bazı hastalarda sperm üretiminin sağlanması mümkün olabilmektedir.

Genel olarak obstrüktif azospermi hastalarında cerrahi sperm elde etme yöntemleri ile sperm bulma olasılığı %100’e yakın iken; nonobstrüktif azospermide bu oran %65 civarındadır. Yardımcı üreme tedavilerinde kullanılan sperm elde etme yöntemleri MESA PESA( Perkutan Epididimal Sperm Aspirasyonu), PTESA( Perkutan Testiküler Sperm Aspirasyonu), TESE( Testiküler Sperm Ekstraksiyonu), Mikro TESE( Mikroskop altında Testiküler Sperm Ekstraksiyonu).

9. Anne babada genetik sorun varsa çocuğa geçer mi?

Sperm ve yumurtada 23 kromozom bulunmaktadır. Bu kromozomlar döllenme yoluyla bir araya geldiği zaman vücudumuzdaki 46 kromozomlu yeni hücreleri oluştururlar. Dolayısıyla kromozomlarımız ve genlerimiz anne ve babamızdan gelmektedir. Bu nedenle anne ve babadaki genetik sorunların bazıları bebeğe de geçebilmektedir. Bu genetik bozuklukların bazıları bebeklerde hastalığa neden olabildiği gibi, bazıları bebekte hastalık olmaksızın sadece hastalığın taşıyıcılık durumu taşımaktadır. Ancak yardımcı üreme tedavilerinde genetik taramalı tüp bebek tedavisi yapılarak genetik açıdan sağlıklı embriyolar seçilebilmekte ve bu genetik bozuklukların bebeğe aktarılması önlenerek gebelik şansı arttırılabilmektedir.

10. Tüp bebek tedavisinde başarı oranı neye göre değişir?

Tüp bebek tedavilerinde başarıyı etkileyen, tedaviye giren çifte ve merkeze ait pek çok faktör bulunmaktadır.

• Tedaviye alınan hastaların genel sağlık durumu ve kullandıkları ilaçlar

• Çiftin tüp bebek tedavisi öncesinde sahip oldukları üreme sorunları

• Başarısız yardımcı üreme tedavisi öyküsü olması ve bunun nedenleri

• Çiftin üreme hücrelerinin sayısı ve kalitesi, hormon tahlilleri, rahim tüp filmindeki bulguları, ultrasonografi verileri ve spermiogram testi değerleri

• İleri kadın ve erkek yaşının olması

• Transfer edilen embriyonun kalitesi ve sayısı

• Genetik taramalı tüp bebek tedavisindeki embriyoların kalitesi ve genetik özellikleri

• İmmun sistem bozuklukları

• Çiftin tedavi sürecine uyumu

• Tüp bebek merkezindeki doktorların, hemşirelerin, embriyolog ve biyologların deneyimleri,

• Tüp bebek merkezinin teknik donanım ve denetlenmesi bunlardan sadece bir kaçıdır.

11. Eşimde Turner Sendromu var tüp bebek yaptırabilir miyim?

Turner sendromu dişilerde en çok görülen kromozomal anomalilerden biridir. Ailevi veya kalıtsal bir hastalık değildir. Toplumda görülme sıklığı 1/2500‘ dür. Sadece kız çocuklarında görülen genetik bir bozukluktur. X kromozomunun bir kısmının veya tamamının yokluğu veya yapısal bir bozukluğu nedeniyle oluşan bu hastalık tüm dişi fetüslerin %3’ünü etkilemektedir ve düşüklerin %9‘undan sorumlu tutulmaktadır. Ancak oluşan bu embriyoların yaklaşık %1’ i doğum evresine kadar ulaşabilmektedir. Bu aşamaya ulaşan bebeklerde ilerleyen yaşlarda kısa boy, lenfödem, yele boyun, düşük saç çizgisi, kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, üriner sistem bozuklukları, işitme ve duyma problemleri, primer amenore, erken yumurtalık yetmezliği ve infertilite ile karşılaşılmaktadır.

Zeka gelişimleri normal olsa da öğrenme güçlükleri, sosyal alanlarda ve arkadaş ilişkilerinde bir yetersizlik söz konusudur. Turner sendromlu kadınlarda doğurganlık 45, XO genetiğine sahip olan kadınlarda nadir olarak görülürken; kromozomlarında mozaik veya X delesyonu olan hastalarda doğurganlık daha sıktır ancak bu durum sadece ergenliğe kendiliğinden girebilen kız çocuklarında mümkün olmaktadır. Bu hastalarda genetik taramalı tüp bebek tedavileri ile gebelik elde edilebilir.

12. Tüp bebek öncesi Rahim tüp filmi (HSG) çekimi gerekli mi?

Yardımcı üreme tedavisi olarak yumurtlatma- çatlatma- cinsel ilişkiye bırakma ya da aşılama tedavisi planlanan hastalarda tedaviye başlamadan önce rahim içinin ve tüplerin yapısal ve işlevsel özelliklerinin değerlendirilebilmesi için rahim tüp filminin çekilmesi önerilmektedir.

Tüp bebek tedavisine başvuran hastalarda ise doğum, tekrarlayan gebelik kayıpları, başarısız tüp bebek denemeleri, geçirilmiş karın içi enfeksiyonlar, karın içi ameliyatlar veya rahim içi ameliyatlar, myomektomi gibi öykülerin olması halinde ya da muayene esnasında ultrasonografide rahim içinde düzensizlik, perde, polip ve miyom benzeri görünümlerin olması ya da tüplerde hidrosalpinks benzeri yapıların izlenmesi halinde tedaviye başlamadan önce rahim tüp filmi çekilmesi önerilmektedir. Ancak ilk tüp bebek tedavisi öncesinde rahim tüp filmi çekilmiş ise ve bunun üzerinden 2-3 yıldan daha az bir süre geçmiş ise bu süreçte herhangi bir enfeksiyon ya da cerrahi işlem ve gebelik öyküsü olmamış ise rahim tüp filminin tekrarlanmasına gerek olmayabilir. Hekim muayene bulgularına ve çiftin öyküsüne göre bu filmin gerekli olup olmadığına tedavi sürecinde karar verecektir.

13. Tüp bebek öncesi Histeroskopi ameliyatı gerekli mi?

Rahim tüp filminde rahim içinde bir problem saptanması, ultrasonografide rahim içinde düzensizlik, polip, myom benzeri oluşumların izlenmesi veya başarısız tüp bebek denemelerinin olması halinde embriyo transferi ya da aşılama tedavisi öncesinde Histeroskopi işlemi yapılarak rahim içinin gebeliğe hazır hale getirilmesi önem taşımaktadır. Ancak hiçbir bulgusu ya da öyküsü olmayan hastalarda tüp bebek tedavisi öncesinde histeroskopi ameliyatının yapılması zorunlu değildir.

14. Tüp bebek tedavilerinde tüplerin açık veya kapalı olması önemli midir?

Kadın ve erkekten alınan üreme hücreleri laboratuvar ortamında bir araya getirilerek embriyo elde edilir. Bu embriyolar daha sonra anne adayının rahmine yerleştirilir. Dolayısıyla tüp bebek tedavilerinde tüplerin açık ya da kapalı olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Ancak embriyonun rahim iç zarına tutunabilmesi ve gebeliğin rahim içinde devam edebilmesi adına tüplerin sağlıklı olması ya da rahime giriş yerinden kapalı olmaması önem taşımaktadır. Aksi takdirde başarısız tüp bebek denemesi, gebelik kayıpları ve dış gebelik gibi sonuçlar ile karşı karşıya kalınabilir.

15. Miyom ya da yumurtalıkta kist varsa tüp bebek tedavisi uygulanır mı?

Her myom ve her yumurtalık kisti tüp bebek tedavisine engel olmadığı gibi, gebe kalamamaya ya da gebelik kaybına da neden olmamaktadır. Myomun türü, myomun yerleşim yeri, myomun boyutu, myomların sayısı, gebelik kayıp öyküsü ve başarısız tüp bebek denemesi varlığı değerlendirildikten sonra myoma yönelik olarak bir cerrahi işlem gerekip gerekmediği hekim tarafından hastaya anlatılır.

Yumurtalık kistlerine ise kötü huylu olmadıkları sürece herhangi bir cerrahi işlem yapılması önerilmemektedir. Zira yapılan her cerrahi işlem yumurtalık rezervinin azalmasına neden olabilir. Cerrahi işleme gerek duyulmayan hastalarda tüp bebek tedavisi ya da embriyo transferi öncesinde myomların ve kistlerin bazı medikal tedaviler ile baskılanması gerekebilir.

Kanser tedavilerinde uygulanan kemoterapi ilaçları ve radyoterapiler hem yumurtalıklara hem de testislere ciddi zararlar verebilmektedir. Bu tedaviler yumurtalık ve testiküler yetmezliklere neden olabildiği gibi, üreme hücrelerinin genetik yapısını bozarak genetik açıdan hatalı embriyoların oluşmasına ve gebe kalamama ya da tekrarlayan gebelik kayıplarına neden olabilmektedirler. Bu çiftlerde genetik taramalı tüp bebek tedavileri ile genetik açıdan sağlıklı embriyolar bulunması halinde gebelik elde edilebilmektedir.

Bazı ilaç protokolleri ise üreme hücrelerine zarar vermemekte ancak bu hastalıklarla mücadele eden çiftlerin belirli süreler gebe kalmasına izin verilememektedir. Bu hasta grubunda ise tüp bebek tedavisi ile embriyolar oluşturulur ve dondurularak saklanması gerçekleştirilir. Hasta kanser tedavisinin bitmesi ve hekimi tarafından gebeliğe onay verilmesi halinde dondurulmuş embriyolarını kullanarak gebelik elde edebilir. Bekar kadın ve erkeklerde ise kanser açısından bu tip tedavilere başlamadan önce üreme hücresinin veya dokusunun dondurulması işlemi yapılarak ileriki yaşantılarında çocuk sahibi olabilmeleri için bir şans tanınabilir.

17. Tüp bebek tedavisi için sperm sayısı kaç olmalıdır?

Sperm sayısı, hareket ve morfoloji problemi olan çiftlerin çocuk sahibi olabilmeleri yardımcı üreme tedavi yöntemleri ile sağlanabilmektedir. Sperm sayısı bireyler arasında ve aynı birey tarafından verilen örnekler arasında değişkenlik göstermektedir. Cinsel birliktelik ile gebelik elde edilebilmesi için baba adayının sperm konsantrasyonun en az 15 milyon, toplam sperm sayısının da en az 39 milyon olması gerekmektedir. Bundan daha az olan değerlerde doğal yollarla gebelik elde edilebilme şansının azalması nedeniyle yardımcı üreme tedavilerinden destek alınması önerilmektedir. Ancak unutulmaması gereken nokta kadın ve erkeğin bir çift olarak değerlendirilmesidir. Semen analizi normal olan çiftlerde de pek çok nedenle gebelik elde edilemeyebilmektedir.

18. Sperm sayısını yükseltmek mümkün müdür?

Erkeklerde sperm üretimi ileri yaşlara kadar devam etmektedir. Ancak erkeklerin de yaşla birlikte üreme potansiyellerinde bir azalma oluşmaktadır. Sperm analizi sonuçları maruz kaldıkları çevresel etkenlere, yaşam kalitelerine, genetik mirasa göre değişim göstermektedir. Bu nedenle öncelikle sperm sayısını düşüren faktörlerden uzak durulması gerekmektedir. Sigara, alkol, uyuşturucu, aşırı kilo hem genel sağlık açısından zararlıdır, hem de spermin sayı ve kalitesinde azalmaya neden olmaktadır. Ancak bunların dışında dar giysi ve iç çamaşırları, uzun süreli bisiklet kullanımı, aşırı egzersiz, sauna gibi sıcak mekanlarda uzun süreli yüksek ısıya maruz kalınması, uzun süreli oturarak çalışılması, inmemiş testis, kanser tedavisi, RT, KT, kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı, ağır ilaçlar, bazı vitamin eksiklikleri, varikosel, geçirilmiş cerrahi müdahaleler, geçirilmiş enfeksiyonlar-ateşli hastalıklar, genital bölge travmaları, sperm sayısı, hareket ve morfolojisinde değişimlere neden olabilmektedir.

Sperm sayısının artmasını sağlamak için piyasada sperm çoğaltıcı olarak satılan ürünlerden kesinlikle kaçınmak gerekmektedir. Bununla birlikte gıda takviyesi olarak geçen ve antioksidan özelliği olan bazı ilaçların semen analizi üzerinde iyileştirici etkilerinin olduğu bazı yayınlarda gösterilmiştir. Ancak öncelikle sperm analizindeki sorunun belirlenmesi, bu sorunun düzeltilebilmesi adına önlemlerin alınması ve bu soruna yönelik tedavinin planlanması için infertilite ile ilgilenen bir üroloji doktorundan ve yine infertilite ile ilgilenen bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanından destek alınması gerekmektedir.

19. Spermler hareketsiz ise tüp bebek yaptırabilir miyim?

Doğal yollardan cinsel ilişki ile, yumurta arttırma ve çatlatma tedavileri ile gebelik elde edilebilmesi için spermlerin belirli oranlarda hareketli olması gerekmektedir. Çünkü düşük hızda spermin yumurtaya ulaşması zaman alır ve bu süreçte sperm canlılığını kaybedebilir. Sperm hareket problemlerinin varlığında yardımcı üreme tedavilerinden (aşılama, tüp bebek) destek alınması gerekmektedir. Bu amaçla kullanılan sperm seçim yöntemleri bulunmaktadır (mikroçip,IMSI), MSOME, Birefringence, PICSI, Magnetic Activated Cell Sorter (MACS). Öncelikle hareket problemine neden olan etkenler araştırılmalı ve düzeltilebilecek olanlara hem yaşam tarzı anlamında hem de cerrahi yöntemler anlamında müdahale edilmelidir. Yine bazı gıda takviyeleri ve ilaç tedavileri ile sperm hareketlerinin kısmen düzeltilmesi mümkün olabilir.

Tüm spermler hareketsiz ancak canlı ise ya da tedavi ile harekette ve elde edilen embriyo kalitesinde bir düzelme olmuyor ise MESA, PESA (Perkutan Epididimal Sperm Aspirasyonu), PTESA (Perkutan Testiküler Sperm Aspirasyonu), TESE (Testiküler Sperm Ekstraksiyonu), Mikro TESE (Mikroskop altında Testiküler Sperm Ekstraksiyonu) gibi kullanılan sperm elde etme yöntemleri ile yardımcı üreme tedavilerinde başarı elde edilebilir. Bunun dışında cinsel perhiz süresini uzatmak, testislerin ısıya olan maruziyetini azaltmak, sıcak küvet-sauna-hamamdan kaçınmak, dar giysileri tercih etmemek, sigara kullanmamak, beslenme alışkanlıklarını değiştirmek, stres ve kötü yaşam koşullarından uzak durmak da sperm sayısının arttırılmasında yardımcı olabilmektedir.

20. Sperm sayısının çok az olması durumunda tüp bebek tedavisi yapılabilir mi?

Tüp bebek tedavisinde erkeğin sperm, kadınınsa yumurta kalitesi ve sayısı elbette çok önemlidir. Ancak döllenme ve embriyo elde etme olayları uzmanlar tarafından gerçekleştirildiği için sperm sayısı az da olsa tüp bebek tedavisi gerçekleştirilebilmektedir. Fakat sperm sayısı az olduğunda elde edilecek embriyo sayısı da az olacaktır ve dolayısıyla da rahme yerleştirmek için en sağlıklı embriyoyu seçmek için çok fazla seçenek bulunamayacaktır. Zaten spermiyogram sonucu sperm sayısının çok az olduğu tespit edildiğinde mikroenjeksiyon uygulanacaktır. Erkeğin verdiği menide hiç sperm bulunamadığında ise cerrahi yöntemle testis kanallarında ve dokusunda sperm aranır.

21. Tüp bebek tedavisi sonucu yumurtalık rezervi tükenir mi?

Doğum sırasında kız bebeklerde her iki yumurtalıkta toplamda 1-2 milyon arasında yumurta öncüsü hücre bulunmaktadır. Doğumdan ergenlik dönemine kadar geçen sürede bu yumurtaların bir kısmı vücut tarafından yok edilir ve ilk adetin görülmesi ile birlikte sayı 250-400 bin civarına kadar geriler.

Adet başlaması ile birlikte her ay belirli sayıda yumurta kesesi seçilir ve 1-2 tanesi olgunlaşırken, diğer yumurta keseleri vücut tarafından yok edilir. Yumurtalıkta üç çeşit yumurta evresi vardır: olgunlaşmamış yumurtalar, belirli bir döngü içinde olgunlaşan ve yumurtlamak üzere hazırlanan yumurtalar ve atrofik/ölü yumurta havuzu. Tüp bebek tedavisi uygulamalarında o ay içinde seçilen yumurta keselerinin çoğu olgunlaştırılmaya çalışılarak elde edilen yumurta sayısı arttırılmaya çalışılır, yani vücudun onları yok etmesine engel olunur. Bu nedenle tüp bebek tedavileri ile kadının yumurta rezervinin azalması ya da tükenmesi söz konusu değildir.

22. Tüp bebek tedavisi öncesi bir beslenme planı gerekli mi?

Tüp bebek tedavisi öncesinde özel bir beslenme programına uyulması gerekmez, ancak dengeli beslenme hem genel vücut sağlığı hem de hamileliğin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için önemlidir. Bu da tüp bebek tedavisinde başarı elde edilmesine yardımcı olur. Bu nedenle öncelikle çiftin sağlık durumları ve hastalıkları değerlendirilmeli ve ona göre bir beslenme programı önerilmelidir.

Sağlıklı bir hamilelik için öncelikle vücut kitle indeksine göre uygun bir kiloda olunması gerekir. Aşırı kilolu olmak ya da aşırı zayıf olmak da gebelik ve tüp bebek başarı şansını azaltabilir. Yardımcı üreme tedavilerine başlarken genel olarak karbonhidrattan fakir ancak mineral, protein, omega 3′ den zengin bir beslenme programı tercih edilmelidir. Folik asit, potasyum, magnezyum açısından zengin yeşil yapraklı sebzeler, kuruyemişler, ve baklagiller yine bu süreçte önemlidir. B ve C vitamini içeren meyve ve sebzeler günlük olarak tüketilmelidir. Tedavi sürecinde en az 2- 3 litre su tüketilmelidir. Yine bu süreçte suni tatlandırıcılardan, konserve gıdalardan, katkı maddesi içeren hazır gıdalardan uzak durulması önerilmektedir. Çay, kahve, asitli içeceklerin tüketimi azaltılmalıdır. Düzenli bir yaşam ve uyku düzeni sağlanmalıdır.

23- Tüp bebek sonrası beslenme planı gerekli midir?

Tüp bebek tedavisi öncesindeki hazırlıklar, tedavi esnası ve tedavinin sonrası olmak üzere 3 aşamalı şekilde düşünülmelidir. Bu üç aşama da birbirine bağlı ve birbirini etkiler durumdadır. Bu bakımdan tıpkı tedaviye başlamadan önce olduğu gibi tedavi sonrasında da yukarıda bahsi geçen sağlıklı beslenme kuralları takip edilmelidir. Embriyo transferi sonrasında gebelik elde edilmesinden doğuma kadar olan süreçte de sağlıklı ve doğru beslenmek eve canlı bebek götürebilme şansını olumlu etkileyecektir.

Tüp bebek tedavisi sonrasında hastaların tüp bebek tedavisi öncesinde olduğu gibi beslenmeye devam etmeleri önerilmektedir. Gebelik döneminde ise günlük kalori ihtiyacı artmaktadır. Bu dönem alınması gereken sıvı, protein, vitamin, mineraller, temel ve eser elementlerin ihtiyacının arttığı bir dönemdir. Bu süreçte önerdiğimiz beslenme şekli tüm temel besin maddelerinin her birinden, ama şeker ve yağ miktarı yüksek gıdalar hariç, yeterince ve düzenli olarak alınması şeklindedir. Bu konuda bir diyetisyenden de destek alabilirsiniz.

24. Doğum kontrol yöntemlerinden biri olan bağlanan tüpler daha sonra açılır mı?

Bir kadının gebe kalabilmesi için sperm ile yumurtanın tüplerde bir araya gelmesi gerekmektedir. Daha fazla çocuk sahibi olmayı istemeyen çiftler, sistemik bir hastalık nedeniyle gebe kalmasına izin verilmeyen kadınlar, doğum kontrol yöntemi olarak tüplerini bağlatmayı tercih edebilmektedir. Bunun dışında geçirilen enfeksiyonlar, karın içi ameliyatlar ya da endometriozise bağlı olarak tüplerde oluşan hasar nedeniyle de tüplerin bağlanması söz konusu olabilir.

Tüplerin açılması ameliyatı tüplerin bağlanması kadar kolay ve pratik bir ameliyat değildir. Bu ameliyatlarda laparoskopi ile veya açık ameliyat ile bir operasyon mikroskobu veya büyüteç (lup) kullanılarak mikrocerrahi ile tüpün bağlı olan iki ucu bulunur ve daha sonra bu uçlar kesilerek uç uca getirilip yeniden dikilir. Ancak genel olarak tüp eski haline tam olarak geri getirilemez ve buna bağlı olarak da dış gebelik oranlarında bir artış gözlenir. Bu nedenle yumurtalık rezervi azalmış yaşı ilerlemiş kadınlarda, kısırlık açısından tüpler dışında başka nedenler saptanmış çiftlerde, tubal koterizasyon yöntemi kullanılan hastalarda, erkekte sperm hareket morfoloji ve sayı problemi varlığında, tüplerindeki hasar enfeksiyon veya dış gebelik nedeniyle oluşmuş olan hastalarda, tubal sterilizasyon yapıldıktan sonra geriye kalan sağlam tüplerin 4 cm’den kısa olduğu bireylerde tubal reanastomoz cerrahileri yerine tüp bebek tedavileri önerilmelidir.

25. Polikistik overim var tüp bebek yapabilir miyim?

Polikistik over sendromu (PCOS) bayanlarda sıklıkla görülen, nedeni tam olarak belli olmayan hormonal bir yumurtlama bozukluğudur. PCOS’lu hastalarda yumurtlayamamaya bağlı gebe kalmakta sıkıntı görülebilmektedir. Bu hastalarda yardımcı üreme tedavileri ile gebelik elde edilme şansı oldukça yüksektir( ilaç ya da iğne tedavileri ile yumurtlamanın uyarılması, aşılama, tüp bebek). Ancak bu tedavilerde yakın bir takip ve ilaç dozlarının hassas bir şekilde ayarlanması gerekmektedir. Zira kontrolsüz yapılan tedaviler sonucunda aşırı uyarım sendromu gelişme riski olabilmekte ve bu tablo hayatı tehdit edecek sağlık problemlerine neden olabilmektedir.

26. Tüp bebek tedavisi adetin kaçıncı günü başlar?

Tüp bebek tedavilerine adetin 2-5. günleri arasında başlanabilmektedir. Daha önce yapılan tahlil sonuçları ve ultrasonografi muayene bulguları değerlendirilerek yumurtalık rezervinize, rahim ve tüplerinizin durumuna ve sperm analizi sonuçlarınıza göre çifte özel bir tedavi planı yapılır.

27. Kaç defa tüp bebek tedavisi yapılabilir?

Günümüzde yeni ilaç protokolleri ve uygulamalar sayesinde tüp bebek tedavilerinde başarı oranları giderek artmaktadır. Ancak gebelik elde etme oranlarının % 100 olmadığı unutulmamalıdır. Tüp bebek tedavisinde kaç defa deneme yapılabileceği ile ilgili bir kısıtlama bulunmamaktadır. Çiftlerin isteği göz önünde bulundurularak sağlık problemleri olmaması halinde her tedavi denemesi arasında belirli bir süre bırakılarak yeni denemeler yapılabilir.

28. HSG (rahim-tüp filmi) ne zaman çekilir?

Adet kanaması aktif bir şekilde devam ederken HSG filmi çekilmesi önerilmemektedir. Zira kullanılan ilaçlar hem kan dolaşımına geçebilir hem de adet kanı ile beraber tüpler aracılığı ile karın içine geçebilir. Rahim tüp filmi en erken adet kanaması bittikten sonraki 7-10 günlük süreçte çekilebilir. Yumurtlama zamanı geçtikten sonraki süreçte yapılan çekimlerde ise gebelik ile ilgili değerlendirmeler yapılmalıdır.

29. Rahim filmi ağrılı bir işlem midir?

Pek çok hasta internetteki paylaşımlardan ya da arkadaş çevrelerinden bu işlemin çok ağrılı bir işlem olduğu şeklinde ön bilgiler ile hekime başvurmaktadır. Eskiden kullanılan yöntemlerde bu filmler esnasında ağrı şikayeti olabilmekteyken günümüzde Hsg filminin çekilmesi için üretilen modern aletler sayesinde bu işlem esnasında hissedilen rahatsızlık hissi en az seviyeye indirilmiştir. Ancak hastanın strese girmesi, işlem esnasında panik olması ya da vajinismus gibi bir durum söz konusu olması halinde bu işlem esnasında anestezi uygulanabilir. İşlemin kendisi hazırlık sonrasında 5 dakika sürmektedir. HSG filmi çekildikten sonra hastalar günlük hayatlarına dönebilmektedir.

30. Rahim tüp filminin sonuçları ne ne kadar sürede verilir?

HSG filminin çekim işi bittikten 10-15 dakika sonrasında filminizi alabilirsiniz. Çekilen filmler bazen siyah röntgen kağıtlarına basılır bazende CD’ lere yazdırılır. Çekilen filmin yazılan raporu ise merkezin yoğunluğuna göre hastaya teslim edilir.

31. Sperm dondurma işlemi hangi durumlarda yapılır?

Sperm sayı hareket ve morfolojisinde problemleri olan ve daha ileri yaşlarda çocuk sahibi olmak isteyen erkeklerde, testis dokusundan ya da kanallardan cerrahi yöntemle sperm elde edildiğinde, kanser tedavileri öncesinde, spermlerin gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek tedavilerden önce, testislere zarar verebilecek bir ameliyat öncesinde, vasektomi ameliyatı öncesinde, tüp bebek tedavisi esnasında yumurta toplama günü eşin olmaması durumunda, sperm sayısının az olması durumunda yumurta toplama günü yeterli sperm elde edebilmek adına havuzlama amaçlı ve sperm verme güçlüğü olan kişilerde yardımcı üreme tedavileri esnasında sperm dondurulabilir.

32. Hangi durumlarda yumurta dondurma işlemi önerilir?

Yumurtalık rezervinin azaldığı hem ultrasonografi hem de yapılan hormon tahlilleriyle( AMH, FSH, LH) anlaşılan kadınlarda, erken menopoz riski olan kadınlarda, kanser tedavileri öncesinde, yumurtaların gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek tedavilerden önce, yumurtalıklara zarar verebilecek bir ameliyat öncesinde yumurtaların dondurulması işlemi önerilmektedir.

33. Yumurta toplama işlemi anestezi altında mı yapılır?

Yumurta toplamı işlemi hastanın ağrı hissetmemesi için anestezi altında yapılır. Üç farklı anestezi uygulaması vardır. Bunlardan biri bilinçli sedasyondur, çeşitli ilaçlar kullanılarak hasta hafif bir uyku haline geçer. İkinci olarak genel anestezi uygulanabilir ve bu işlemde kadın tamamen uyutulur. Üçüncü olarak ise lokal anestezi ile yumurta toplama işlemi yapılır. Ancak bu işlem diğer iki yönteme göre daha ağrı vericidir.

34. Başarısız bir tüp bebek tedavisinden sonra ne kadar süre ara verip ikinci deneme yapılır?

Tüp bebek tedavilerindeki başarı oranı günümüz koşullarında maalesef %100 değildir. Bu nedenle başarısız bir tüp bebek tedavisinden sonra hekim ve çift tedavide başarısızlığa neden olabilecek faktörlerin değerlendirilmesi amacıyla bir görüşme yapar ve yeni bir tedavi planı oluşturulur. İki tedavi arasında en az 2 ay en fazla 6 ay kadar beklenmesi yeterli olur. Daha uzun bekleme süreleri kadının rezervi, tedaviye olan inancı ve motivasyonu açısından olumsuz etkiler yaratabilir.

35. MESA nedir?

Mesa (Mikroskop Altında Epididimal Sperm Aspirasyonu), Obstrüktif Azospermi gibi menide hiç sperm bulunmaması durumunda ya da ejekülat verme güçlüğü olan hastalarda ya da hareketli spermi olmayan hastalarda erkeğin kanallarından lokal ya da genel anestezi ile mikro- cerrahi yöntemi ile yapılan bir işlemdir.ya da ciltten iğne ile sperm elde edilmesidir.

36. Mikro- TESE nedir?

TESE(Testiküler sperm ekstraksiyonu), Menide sреrm bulunmayan azospermі hastalarında ya da sрerm saуısı nоrmal olѕa bile hareketli spermi olmayan hastalarda ya da ejekülat verme güçlüğü olan hastalarda teѕtiѕlerden meni taşıyan tüpler bulunarak çıkarılır ve daha sonra laboratuvarda bazı işlemlere tabi tutularak elde edilen sperm hücreleri ICSI yöntemi ile yumurtaların içine yerleştirilir. Ameliyathane ortamında ve mikroskop altında yapılan bir işlemdir. Ağrılı bir işlem olması nedeniyle genel anestezi altında yapılması önerilmektedir.

37. PESA nedir?

PESA(Perkutan Epididimal Spеrm Aspirasуonu), Sperm testislerde bulunan epididim adı verilen kanallar boyunca ilerlerken olgunlaşmaya başlar ve hareket edebilme kabiliyeti kazanır. Testislerin içinde bulunan skrotum iѕmi verilen keѕe аçılmаdаn bu kanalların içine ince bir іğne іlе girеrеk içerisindeki sрermlerin alınması işlemine PESA denilmektedir. Obstrüktіf azospermі оlgularında yаpılаbilir.

38. TESA nedir?

TESA(Testiküler Sperm Aspirasyonu), Lokal anestezi altında testise iğne ile girilerek sperm kanallarından sperm elde edilmesi işlemidir. İşlem sonrasında hastanede yatış gerektirmemektedir. Sperm kanallarının doğuştan yokluğu/tıkanıklığı veya ameliyat, iltihap gibi nedenlere bağlı olarak sonradan tıkandığı obstrüktif tip azoospermi hastalarında, retrograd ejakülasyon varlığında, hareketli spermi olmayan hastalarda tercih edilebilen bir yöntemdir.

39. Dondurulan embriyolar farklı bir merkeze taşınır mı?

Dondurulan embriyolar gerektiği durumlarda istenirse farklı bir merkeze taşınabilir. Hastalar genel olarak embriyoların taşınma esnasında zarar göreceğinden çekinmektedirler. Embriyolar tüp bebek merkezlerinde azot gazı ile dolu tanklarda muhafaza edilmektedirler ve bu tank içindeki gaz miktarı azalmadığı sürece embriyolar zarar görmezler. Taşıma esnasında ise termos boyutundaki tanklara azot gazı konulmakta ve embriyolar bu tankın içine başka bir merkeze çift tarafından nakil edilmektedir. Bu taşıma esnasında embriyoların zarar görmeyeceği koşulların sağlanması bu nedenle önemlidir.

40. Mikroçip tüp bebek tedavisinde başarı oranını etkiler mi?

Sperm sayı ve hareket bozuklukları doğal yollardan gebelik şansını azaltmakla birlikte yardımcı üreme tedavilerindeki başarı oranlarını da azaltmaktadır. Mikroçip yöntemi mikro akışkan çip teknolojisi ile spermler arasından DNA yapısı en iyi olan spermleri seçmek adına kullanılan bir yöntemdir. Bu sayede daha iyi kalitede embriyolar oluşturulabilmektedir. Teknolojinin Türkiye de yeni yaygınlık kazanması nedeniyle her merkezde kullanımı söz konusu değildir.

Tup bebekte en cok sorulan sorular ve cevaplari

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.